OYUNUN ADI: POF’LA PAF
YAZAN: ERGUN SAV
YÖNETEN: DOĞACAN TAŞPINAR
Ergun Sav, Pof’la Paf adlı tiyatro metninde iyilik ve
kötülük kavramları üzerinde durur. İnsanlar genel olarak iyidirler fakat onları
kötü birine dönüştüren kişiler vardır. Herkes birbirine iyilik yapmalıdır çünkü
kendisine iyilik yapılan insan bunu asla unutmaz. Kötü insanlar da yaptıkları
kötülüklerin farkına varırlar ve bundan bir ders çıkarırlar, kötülük etmekten
vazgeçerler. Yaşlı Peri dünyaya inemeyecek kadar yaşlanmıştır bu yüzden yerine
genç perilerin geçmesi için Tanrıça ile konuşur. Tanrıça bunu kabul eder. Pof
ve Paf dünyaya inip iyilere yardım etmeli, kötülere de iyi olmanın yolunu
göstermelidirler. Yönetmen metne müzikal kısımlar eklemiş, Yaşlı Peri’yi
oynayan Faruk Üstün şarkı sözlerini yazmıştır. Bu sayede zaten hareketli olan
oyun, çocukların dikkatini görsel ve işitsel yönden de tamamen sahnede
toplamıştır. Hedef yaş grubumuzun
özellikleri ise +4 yaş olarak belirlenmiştir. İzlediğimiz müzikal tiyatro hedef
yaş grubunun özellikleriyle özdeşleşmektedir. Hedef kitle bilgisi yaş olarak
afişte belirtilmiştir, üst sınır yoktur. İzlediğimiz oyundan çocuklar kadar biz
de keyif aldık, çocuklarla birlikte güldük, eğlendik. Bu da oyunun ne kadar iyi
bir oyun olduğunu göstermektedir. Çocuklar iyi ve kötü ayrımını sahne dışından
çok iyi gördükleri için sahneye her an müdahale durumundaydılar. Pof’la Paf’ın
kötü birini iyi sandıklarında hemen onları uyarmaya çalıştılar. Kimileri
‘’Hayır, o kötü biri.’’ diye oyunculara
seslenmeye başladılar. Çocuklar bu dönemde benmerkezci oldukları için
kendilerinin gördüklerini başkalarının da gördüğünü düşünürler. Bu yüzden tepki
göstermeleri normal karşılanmalıdır. Oyun örgüsünde geri gidişler bağlantılar onlar
için çok şey ifade etmez. Oyunun küçük bir kısmında önce ileri daha sonra
geriye sarma durumu oldu. Bunu çok da doğru bulmadım fakat Yaşlı Peri’nin olaya
müdahale ederek geriye gittiklerini çocuklara açıkça belirtmesinin faydalı
olduğunu düşünüyorum. Oyunda sözler kadar hareketler de vardı. Bazen biraz
sıkıcı uzun diyaloglar gerçekleşti ama oyuncular buna hareket katarak sahnedeki
dikkati korumayı başardılar. Çocukların dikkat toplama süreleri çok kısadır, bu
yüzden oyunlar en fazla 20-25 dakikayı aşmamalıdır. Pof’la Paf oyunu 2 perde,
arayla birlikte 80 dakika sürdü. Bu yönden olumlu bulmadım. Hele ki son
zamanlara doğru bilim adamı rolündeki kişiler ve Pof’la Paf arasındaki
diyaloglar kısmı olmasa da olurmuş dediğimiz cinsten bir sahneydi. Oyunu
gereksiz yere uzatmıştı. Bir de diğer olaylardaki kişiler hep çocuk rolündeki
oyunculardan oluşuyordu, bunun çocuğun dünyasına, sorunlarına, arkadaşlık
ilişkilerine hitap etmesi açısından çok doğru buldum. Bu yüzden kötü bilim adamlarının
Pof’la Paf’ı zorla uzaya göndermeye çalışmasının diğer olaylara göre alakasız
kaçtığını düşünüyorum. Bu olaya girmeden de çok güzel bir şekilde sonuca
bağlanabilirdi. Çünkü verilen mesajlar netti ve bence çocuklar da bunu almıştı.
Kullanılan dil oldukça açık ve basitti. Küfürlere, kötü sözlere yer
verilmemişti. Gerek müzikler, gerekse oyuncuların kıyafetleri görsel açıdan çok
zengin, ilgi çekiciydi. Sürecin sergilenmesinde neden-sonuç ilişkileri kendi
mantığı içinde tutarlı bir oyundu. İstem dışı hareketler, komik sözler
çocukları çok güldürdü.4-5 yaşlarındaki çocuklar anlamsız sözler üretmeyi
severler bu açıdan Pof cümlesine başlamadan önce hep ‘Pof’; Paf ise her
cümlesinden sonra ‘Paf’ diyordu. Bu da ayrıca bir ilgi çekiciydi. Tabi başlarda
bunu anlaması biraz zordu. Merak öğeleri iyi kullanılmıştı. ‘Acaba şimdi ne
olacak, ne yapacaklar?’ diye düşündürtmeyi unutmamışlardı. Oyunculuklara hayran
kaldık, ben özellikle İlkin Tüfekçi’yi çok beğendim. Görsellik çok iyiydi. Dekorlar çok iyi
hazırlanmıştı. Kostümler aynı afişteki gibiydi. Işık, efekt güzel ayarlanmıştı.
Sahnenin sol arka köşesinde orkestra vardı, neredeyse tüm oyun boyunca arkada
şarkı çaldılar. Oyuncular çocukları ara sıra sorularla oyuna kattılar. Saklambaç
oyununda oyuncuların nereye saklandıklarını çocuklara sordular. Bazen sahneden
inip çocukların yanlarında dolaştılar. Kimi oyuncular oyuncu koltuklarının
arasından sahneye giriş yaptılar. Hatta biz ‘’Yaşlı teyzenin burada ne işi var
acaba birini mi arıyor?’’ derken onun Yaşlı Peri çıkması çok hoştu, arkadaşımla
birbirimize çok güldük. Çocukları da böylelikle oyuna katmış oldular. Bu oyunun
türünün fantastik çocuk tiyatrosu olduğunu düşünüyorum. Süresi dışında olumsuz
eleştiri yapabileceğim kısımlar pek olmadı. Çocuklarla beraber olmak ve
çocuklaşmak çok güzeldi, keyif aldığımız bir müzikal tiyatro seyrettik.
Emeklerine sağlık!